17 senenin getirdiği ağır psikolojik baskı, hafta içinde yapılan iddialı açıklamalar. Sonuç ise yine aynı. Fenerbahçe’nin eksikleri nedeniyle en az bir puan çıkarabileceğimizi düşündüğüm Kadıköy deplasmanı yine hayal kırıklığı ve sinir bozukluğuyla sona erdi.
İki takımın da bir hayli tedirgin gözüktü ilk dakikalarda Fenerbahçe ısrarla Carole’ün kanadından etkili olmaya çalıştı. Gerek savunma arkasına sarkma, gerekse de stoper ve bekin(Carole) arasına atılan toplarla o kanadımızı fazlasıyla hırpaladılar. Galatasaray’ın, Bruma’yla ceza sahası dışından çektiği cılız şut dışında ceza sahası aksiyonu içine dahi giremediği ilk yarıyı, Carole’ün uyuyakaldığı ikinci pozisyonun ardından yediğimiz golle yenik kapattık.
İkinci yarının 10.dakikasından itibaren Galatasaray kademeli olarak oyunun boyunu kısaltarak rakip yarı sahaya yerleşse de, ileri uçtaki isimlerin statik oyunları nedeniyle hiçbir şey üretemeden duvara çarpıp geri döndü. İlk yarıda olduğu gibi ön alanda top tutulamayınca Tolga ve De Jong yarı geriye oynamak yada yan pas yapmak zorunda kaldı. Fenerbahçe’nin Josef-Neustadter ikilisiyle ikinci bölgeyi çok iyi kapatıp, hatlarını da savunma dörtlüsüne yaklaştırmasıyla Galatasaray yine ceza sahasına giremeden geri döndü. Sneijder’in sorumluluk almamasına neden olan formu ve fiziğiyle sürekli olarak merkezden geriye veya kanatlara kaçmasıyla da Galatasaray’ın ceza sahası dışından şut tehdidi de ortadan kalktı. Riekerink, zorunlu yapılan Eren Derdiyok değişikliğinde Cavanda’yı oyuna alarak ve takımın tek hücum tehdidi hatta planı olan Bruma’yı oyunun merkezine alarak Galatasaray’ın zaten olmayan hücum planı da tamamen ortadan kaldırmış oldu. Yönetimin ısrarıyla oynatılan Serdar Aziz, maç boyunca fena bir görüntü çizmese de yaptığı hata ve yaptırdığı penaltıyla ihaleyi üstüne almış oldu. Sabri ve Bruma dışında isyan etmeyen ve ilk dakikadan itibaren teslim bayrağını çeken Galatasaraylı futbolculara forma birkaç beden büyük geldi.
Maçtan önce konsantre olmak yerine durmadan snap atan Podolski, Galatasaray’daki misyonunu tamamlamış gözüken Sneijder, toplu oyunda hiçbir varlık gösteremeyen De Jong, Trabzonspor’un kurtulduğu için bayram ettiği Cavanda ve nerede olduğu bilinmeyen Sighortsson. Yaz döneminde Galatasaray’ın kadrosunu revize ettiği ve çöplerden kurtulduğu imajı yaratıldı ancak bana kalırsa kadroya yeni çöpler dahil edildi ve kadro kalitesi de ancak bir arpa boyundan hallice arttı. Burada eleştiriyi tamamen yönetime yöneltmekle birlikte Riekerink’in oyunu okuma, hamle yapma ve son dönemde Selçuk İnan konusunda yaşananlarda sınıfta kaldığını belirtmek gerek.
Jan Olde Riekerink, Galatasaray için bir Külkedisi masalıydı. Ancak ne yazık ki saat daha gece yarısı 12’yi bulmadan her şey balkabağına dönüşmeye başladı ve bizler acı gerçekleri görmeye başladık.