65 dakika boyunca oyun Galatasaray’ın istediği şekilde gidiyordu. Selçuk’un 60.dakikadan sonra oyundan düşmesiyle orta sahanın tüm yükü Tolga’ya bindi. Riekerink, yorulan isimlerin yerine yapacağı değişikliklerle maçı 2-0 bitirecekken son dakikalarda bizlere “Paranormal Activity” izletti.
Atiba-İnler ve önlerindeki Oğuzhan üçlüsüyle maça başlayan Şenol Güneş, Talisca’nın orta sahaya fazla yardım etmemesi nedeniyle böyle bir tercihe gitti. Genel takım temposu ve taraftar baskısıyla Galatasaray’ı boğabileceğini düşündü ancak Galatasaray’ın sakin oyunu karşısında bozguna uğradı. Beşiktaş oyunun boyunu da kısaltmayınca, Galatasaray için pas yaparak rahatça çıkma şansı doğdu. Maça favori olarak çıkmaları, bazı Beşiktaşlı oyuncularda stres yaratmışken, Eren’in golünün ardından Beşiktaşlı bazı oyuncular tamamen kontrolden çıktı. Tolga Ciğerci’nin karşısında neredeyse topla hiç buluşamayan Oğuzhan’ın yanında, Olcay ve Bruma’nın karşısında zor anlar yaşayan Gökhan Gönül bu isimler arasındaydı. Bruma’nın orta sahadan alıp bitirdiği golde Beşiktaş takımı hem mental hem de fizik olarak bir an önce içeriye girelim diye kafasından geçiriyordu.
Galatasaray sakin oyununu ilk yarıda iki golle taçlandırdı. Özellikle 30-45.dakikalar arasında sahaya çok iyi yayıldık ve kanatlara iyice açılarak yine pas oyunuyla, oyunu kontrol altında tuttuk. Yasin’in Sabri’ye yaklaşmadığı birkaç pozisyon dışında takım savunması olarak da iyi bir yarı geçirdik.
İkinci yarıya Beşiktaş beklenen Talisca ve bonus olarak da Aboubakar değişiklikleriyle başladı. 60.dakikaya kadar çok fazla şiddetlenmeyen bir Beşiktaş baskısı vardı. Ancak Selçuk’un bu dakikadan sonra oyundan düşmesiyle orta sahadaki tüm yük Tolga’ya bindi. İşte burada devreye tam da maç mühendisliği girdi. Jan Olde Riekerink, takımın her geçen dakika düşen savunma direncini toparlamak adına 78.dakikaya kadar bekledi. Yani Beşiktaş’ın beraberlik golünden bir dakika sonra hamle yapabildi. Bu gecikme Galatasaray’ın 2 puanına ve alınacak derbi galibiyetiyle takımın kazanacağı özgüvene mal oldu. Burada faturanın çıkarılacağı diğer isim de tabii ki Aurelien Chedjou.
Maç sonrasında Riekerink, böyle bir başlangıcın ardından beraberliğe sevinemiyoruz diye konuştu. Levent Nazifoğlu ise “Maça gelmeden önce bir puana razıydık” şeklinde skandal bir açıklama yaptı. Nazifoğlu’nun bu açıklamasının, kaçan galibiyetin üzüntüsüyle yapıldığına inanmak istiyorum.
Jan Olde Riekerink takımı maça çok iyi hazırlamış. Maçın her anını kafasında oynamış ve planlamış. Bundan önceki karşılaşmalara da takımını iyi hazırlayan Riekerink’in, oyun içinde gelişecek aksiyonlara göre bir hamle becerisinin olmaması bugün iki puana mal oldu. 4-2-3-1 düzenine sadık kalma isteği nedeniyle maç içinde bir başka dizilişe geçme esnekliğine sahip olmayan Riekerink'in, şu an için işler ters gittiğinde uygulamaya koyacağı bir B planı da bulunmuyor.
Galatasaray’ın şampiyonluk yolunda rakiplerine oranla en büyük handikabı teknik kadrosu olarak gözüküyor. Bugün değişiklikleri yapmakta geç kalan Riekerink’in yardımcıları Ayhan Akman ve Orhan Atik’i de bu kadroya dahil ediyorum.
Jan Olde Riekerink’in taraftarlar ve oyuncularla elektriği çok iyi, evet. Ancak bugün oyuna hamle yapmakta gecikmesi, “Bey” unvanı için henüz erken olduğunu gösteriyor.