Son olarak Türkiye gazetesi yazarı Öcal Uluç yıldız oyuncu hakkında ağır ithamlarda bulundu…
Galatasaraylılığı ile bilinen yazar Hıncal Uluç’un ağabeyi Öcal Uluç, Sneijder’in sözlerinin ardından yıldız ismi sert sözlerle eleştirdi.
İşte Öcal Uluç’un o yazısı:
“Söyledikleri yenilir yutulur cinsten değildir. Galatasaray’ı ne kadar küçük gördüğünü göstermiş, kulübü adeta tek başına yönetmeye talip olmuştur.
Evet, Sneijder hem de “hemen” kovulmalıdır, ibret-i âlem için kovulmalıdır, “böyle küstahlaşan” bütün sporculara, teknik adamlara “örnek” olması için kovulmalıdır, “herkese ama herkese “Galatasaray’ın ne olduğunu, Galatasaraylılığın ne olduğunu göstermek ve anlatmak için” kovulmalıdır!..
Bu futbolcu, Galatasaray yönetimine hakaret etmiştir, Galatasaray camiasına, bunca yıllık gelenek ve göreneklerine hakaret emiştir, güya “geçici ve zorunlu olarak takımın kısa bir süre emanet edildiği” bir alt yapı hocasını Galatasaray teknik direktörü olarak “temelli tayin etmeye” kalkışmış, kendini de, Hollandalı hocayı da komik duruma düşürmüş, dahası da “Galatasaray Kulübü’nü ne kadar küçük gördüğünü ortaya koymuş” ve Galatasaray başkan ve yönetimini de “küçük düşürmeye” kalkışmıştır!..
Kendisine derhal “Kendine kulüp bul” talimatı verilmelidir; evet Galatasaray zor durumdadır, mali büyük sıkıntıları vardır ama, bunlar “Sneijder’in Galatasaray’a vurmak istediği, hatta vurduğu kara damganın yanında” hiç kalır!..
Diyor ki; “Galatasaray’da hamle yapacak radikal kararlar alacak yönetici tipi yok. Çoğu yönetici zaten başka şeyler peşinde. Kendi reklamlarını yapıyorlar. Egoları tavan yapmış yöneticilerle Galatasaray bir yere gidemez. Fatih İşbecer şimdi nerede? Şov yapıp duruyordu”(Yani, ben Başkan, Genel Sekreter, yönetim takmam arkadaş ve Sneijder’im, onlar da kim oluyor, bana mecbur ve mahkumlar)!..”
Diyordu ki; “Avrupa’nın en büyük futbol ülkelerinde, en büyük takımlarında forma giydim. Herhalde az çok tecrübe edindim. Yönetime ve başkana hep diyorum, ben Galatasaray’ı seviyorum. Gelin bu tecrübelerimi sizlere, kulübe ve takıma faydalı olacak şekilde aktarayım. Bu şansı bana verin. Hep dinliyorlar, hep olur diyorlar ama kimse harekete geçmiyor. Bu beni çok üzüyor (Yani; “Futbolu ben yöneteyim diyorum, yapmıyorlar, Ünal Aysal’ın Drogba’sı vardı, ben de Özbek’in Drogba’sı olayım)!..”
Diyor ki; “Herkesin benim hakkımda en çok konuştuğu hoca olayına gelelim… Samimiyetimle söylüyorum. Denizli gelmeden önce kimse ne bana, ne başkasına kim gelsin, kimi tercih edelim diye sormadı (Yani; Benim istediğim hocayı getirmediler)!..”
Diyor ki; “Denizli geldikten sonra maalesef hiç taktik çalışmadık. Açık söylüyorum Riekerink geldikten sonra antrenmanda taktik çalışmaya başladık. 4 pas yapmaya başladık. Riekerink kulübe ve takıma da ısındı, bana sorarsanız onun kalması herkesin faydasına olur. Tabii ki kalmasını isterim. Hatta takım arkadaşlarım da onunla iyi bir iletişim kurdu. Herkes onu, o da tüm futbolcuları seviyor (Yani; Yeni hocayı sizler seçmeyin, Alp Yalman seçmesin, ben seçeyim ve Galatasaray futbol takımı bir alt yapı hocası devam etsin ve de futbolcu saltanatı düzeni kurulsun)!..”
Diyor ki; “Galatasaray yönetimi çalışanlara paralarını ödeyemiyor, bizler yardımda bulunuyorduk (Yani; Ödüyorduk)!..”
Burada keseyim, dahası da var ama, bu kadarı “bir adamın kovulmasına yeter!..”
Hollandalı, gelen tepkiler üzerine, 24 saat sonra kendine gelmiş ve “Sözlerimi çarpıtmışlar” diye ağlamaya başlamış ama ne kadar çarpıtılırsa, çarpıtılsın (ki, çarpıtılmamış, tam aksine, hatta hafifletilmiş ve sözlerinin bir çoğu da yazılmamıştır bile) artık “Kral (!) çıplaktır”; Galatasaray’a “nasıl hakaret ettiği” ortadadır!.
Başkan Özbek, Danışma Kurulu toplantısında demiştir ki; “Sözleri ister çarpıtılsın, ister çarpıtılmasın, söz konusu Galatasaray ise, mevcut 111 yıllık tarihinin gereği olarak, gereken neyse yapılır!..”
Gereken, üstelik bütün bir sezon “sahadaki futbolunu” neredeyse “sıfırlamış olarak geçiren” bu “şımarmış ve şımartılmış” futbolcunun Galatasaray’la ilişiğinin kesilmesi, hizmetlerine teşekkür edilmesidir; hem de hemen!..
Daha ne bekleniyor?..”