İşte Mehme Demirkol'un yazısı:
Sezon başında Avrupa’dan utandırıcı bir şekilde elenmiş, sezon içinde hem başkanını hem teknik direktörünü sancılı bir şekilde değiştirmiş bir kulubün son haftaya, beraberlik halinde şampiyon olma garantisiyle girmesinin başka bir örneği var mı acaba? Bu kadar da değil. Hem giden hem gelen başkanı, Aziz Yıldırım gibi bir güçlü figür değilken oldu bu. Onu geçtim Fikret Orman ya da Ali Ağaoğlu gibi hemen akla gelen, bilinen isimler de değil. Böyle bir şey, sadece Galatasaray’da olursa çok şaşırmamak gerekir...
Terim de gelince...
Kültürü, geleneği, genetiği buna uygundur. Eksik olan güçlü figür Fatih Terim’in işin içine girişi, onun milli takımda aldığı derin yaraları sessiz sedasız iyileştirmesi yetti. Eğer Göztepe’ye yenilmezse 11. sezonunda 7. şampiyonluğunu kazanacak. Bu kolay kolay heryerde, her kulüpte olmaz.
Gecenin sorusu
Terim’in 10 sezonda, Aziz Yıldırım’ın 20 sezonda 6 şampiyonluğu var. Terim öne geçmek için büyük avantaj sağladı. Bakalım kim öne geçecek? Ya da geçecek mi?
Maçın starı
Rodrigues. Kendine güveni zirvede. Gösterdiği değişim benzersiz. Bu oyunda Terim’in ondan istediklerini çok iyi anladı. Eğer 20 yaşında bu birliktelik şansını bulsaydı, başka seviyede olurdu. Eğer 28 yaşında bu şansı bulmasa seneye yok olurdu.
Maçın olayı
Sprint... Galatasaray set oyunu oynayamıyor. Deplasmandaki eziyetin sebebi bu. Kapılan toplarla kaleye sprint atarak, rakibi çözmeye çalıştılar.. Ve Aslan, evinde hep başarılı oldu. 4 kişiyle kaleye koşunca savunulması zor bir ekip oluyorlar. Rakipler bunu biliyor ama çözemiyor.
Kısa mesaj
Tek bir maç. Terim’in kendi kendisini tedavi sürecinden yeni bir efsane çıkarmak için sadece 1 puana ihtiyacı var.