Konyaspor - Galatasaray maçı sonrası yazar görüşleri!
Abone Ol
İstanbul Ligi (Uğur Meleke)
sabah itibariyle puan tablosunun zirvesindeki üçlü 28-27-26 diye sıralanıyorlar, en yakın rakiplerinin puanıysa yalnızca 21. Üç İstanbullu, ligin geri kalanı ile 36 maç oynadılar, 25’ini kazandılar, sadece 5 kez yenildiler. Bu ortalama sürerse sezon sonu her üçü de 70 puan barajını aşacaklar, kalan rakiplerinden de toplam yalnızca 13-14 yenilgi alacaklar.
Galatasaray, Ş.Ligi grubunu Chedjou’nun kazandırdığı tek puanla bitirebilmiş; ama şu anda bu ligin lideri. Haftalardır düşük kalite futbol oynayan Fenerbahçe de halen ikinci sırada. İki akşam üst üste iki takımı, Sivas ve Konya karşısında izledik; daha doğrusu izleyemedik, çünkü sahada Sivas ve Konya’yı bulmak çok güçtü! İçleri boş formalar gibiydiler yeşil zemin üstünde. Maalesef bu sezon, şampiyon beşli dışında ligde orta sınıf yok olmuş, bitmiş halde.
Tabii ki Cuma’nın galibi Fenerbahçe’de Kuyt-Emenike-Sow’un, dün gecenin galibi Galatasaray’da da Burak-Emre-Selçuk’un yükselen formlarına haksızlık etmek istemiyorum. Hamzaoğlu geldikten sonra bazı yerlilerde bir performans artışı var, bu bariz. Bunu ister İtalyanlar varken kapattıkları kontağı açmak olarak okuyun; isterseniz gazla çalışan makineler olduklarını ve o yakıtı yalnızca Türkçe ateşleyebildiklerini varsayın! Gerekçe her ne olursa olsun, Selçuk koşuyor, çabalıyor, 3 haftadır olağanüstü sayıda top kazanıyor. Burak tekrar top sürebiliyor, pas atabiliyor, yeni pozisyonu sayesinde ofsayta da daha az düşüyor. Emre de takımın aktif bir parçası. Dün gece Burak ve Emre’nin gol, Selçuk’un da bir asist katkısı olması, uzun zamandır bir arada göremediğimiz şeyler.
Yalnız, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın sükseli galibiyetlerinin hakkını teslim etmekle birlikte, şunu da kabul etmemiz gerek sanırım: Türkiye’de hakemler baskı altında. Zekeriya Alp’in Salı toplantılarında İstanbul büyüklerine karşı adeta savunma yapma mecburiyeti, hakemler üstündeki baskıyı artırmış gibi. Hakemler büyüklere karşı tedirgin. Büyüklerin rakiplerine karşı acımasız. MHK’nın bu basın toplantılarını kamuoyuyla buluşma esprisiyle olumlu karşılamıştım ama medyanın karşısına çıkması gereken esas kurumlar PFDK ve Tahkim galiba! Emre ve Pektemek’in cezalarını çıkıp kamuoyuna anlatması gerekenler onlar!
Ülke futbolunun selahiyeti için, yalnızca üç İstanbul büyüğüne değil, daha fazlasına ihtiyaç var. Adalet duygusuna ihtiyaç var. Hukuka ihtiyaç var. Herkese eşit mesafede gerçek bir hukuka. Bu zihniyetle devam edilirse, ülke futboluna her geçen gün azalan güven tükenip bitecek, işte biz o gün gerçekten tükeneceğiz arkadaşlar.
Milliyet
Artık umutsuz değilim (Serhat Ulueren)
KONYA tam bir futbol kenti olmuş. Passolig sayesinde de Beşiktaşlı’sı, Trabzonsporlu’su, G.Saraylı’sı, Konyalı’sı yan yana maç izlediğinde ortaya gerçekten mükemmel görüntüler çıktı. Mevlana şehri Konya’ya bu anlamda bir defa daha aşık oldum. Mükemmel bir stat, harika bir zemin ve arzulu 2 takım olunca gözümü kırpmadan izledim dünkü maçı.
5-0’LIK skor kimseyi aldatmasın. İki kaleci Belec ile Muslera yer değiştirsin maç 3-3 de bitebilirdi. Kısacası G.Saray iyi oynadı ama Muslera kusursuzdu.
ELBETTE G.Saray’ın farklı skoruna ve iyi oyununa gölge düşürecek değilim ama şu kesin; Avrupa’dan elenmek futbolcuları kendine getirmiş. Yani eldeki tek iddialı kulvar olan ligi sonuna kadar ciddeye alacak gibi gözüküyor G.Saray. Maç öncesi Konya’nın galibiyete yakın olacağını düşünüyordum. Ama dedim ya, Kabze’nin kaçırdıkları, bir başka deyişle Muslera’nın kurtardıkları ve Konya defansında yapılan inanılmaz hatalar 5-0’lık sonucu ortaya çıkardı.
KİMSEYİ KANDIRMAYALIM
BURAK’TAKİ en büyük gelişme, ofsaytlardaki becerisiydi. Tabii Hamza Hoca’nın yeni taktik anlayışı Burak için avantaj. Bir başka güzel gelişme de Burak’ın her pozisyonda hazır beklemesi. 58’de Sabri’nin ortasında topu Umut’tan dolayı göremeyen Burak çok iyi pozisyon aldığı ve sezgileri güçlü olduğu için golü attı. İşte G.Saraylılar Burak’ı ve diğerlerini hep böyle formda görmek istiyor.
MELO halâ eski Melo değil. Bir ara Hamza Hamzaoğlu’ndan haklı olarak fırçayı yedi. Sneijder tamam daha çok çalışıyor ama yine de bencil ve ürkek oynuyor. Bizlere gecenin en güzel görüntülerini, Konya’daki mükemmel futbol gecesine imza atan futbolseverler ile Selçuk’un harika pasında sol ayağıyla zarif ama etkili bir vuruş yapan Emre Çolak izlettirdi.
ARTIK Türk futbolundan umutsuz olmayalım ve futbolumuzu küçük görmeyi bırakalım. Öyle ya da böyle Beşiktaş ile Trabzon Avrupa’da şubat ve mart aylarını görecek. Konya, Başakşehir, Telekom, Saracoğlu, Kasımpaşa, Kayseri, Rize gibi mükemmel statlar ile Beşiktaş, Bursa ile nispeten G.Saray, Trabzon ve F.Bahçe gibi iyi oynamaya başlayan takımlarımız var. Yeter ki seyirciyi kandırmayalım, yolunacak kaz gibi görmeyelim ve gündüz maçlarını da devreye sokarsak, görün bak nasıl ayağa kalkacağız.
Vatan
Muhteşem özür (Osman Şenher)
Şampiyonlar Ligi bu sezon Galatasaray’a ağır geldi. Futbolcular, kendilerini baskı altında hissetti. Artık o büyük ligden elenince bütün futbolcular kendilerini Süper Lig’e motive etmiş. Kendi sahasında çok zor gol yiyen Aykut Kocaman’la büyük hava yakalayan, 35 bin taraftarının da büyük desteğini alan Konyaspor karşısında 5 golle galip gelmek kolay bir iş değil. Hamza Hamzaoğlu, hücum futbolunu düşünerek oyunu güzelleştirmek isteyen bir teknik direktör.
Sneijder solda, Emre Çolak sağda, Umut ve Burak çift forvet, Selçuk ve Melo arkadan destek veriyor. Sabri kaptan da sağ çizgiden devamlı bindiriyor. Ve bütün futbolcular sahada bir bütünler. Topu kaptıran, tekrar kazanmak için geriye koşuyor. Böyle bir Galatasaray karşısında Konyaspor’un yapacağı hiçbir şey yoktu. Skor, Galatasaray’ın oynadığı futbola göre az bile diyebiliriz.
Konyaspor’un defansı Kokalovic ve Selim, çok ağırlar. Tolga ve Mehmet Uslu, iki bek, Sneijder ile Emre karşısında zayıf kaldılar. Orta sahada Ali Çamdal, Uğur, Hleb sanki Galatasaray değil de daha zayıf bir takımla mücadele ediyor gibi... Tempolarını artıramayınca sarı-kırmızıların bu güzel oyununa ve farklı skoruna yardımcı oldular.
Sabri ve Emre belki de son senelerde bu kadar etkili olmadılar. Hani Abdurrahim Albayrak diyor ya ‘En büyük transferimiz Sabri’ diye, yalan da değil. Sabri’nin dün geceki futboluna saygı duymamak mümkün değil. Aynı sözleri Emre Çolak için de söylüyorum. Tekniği çok iyi. Çizgiye geçiyor, orta sahaya geliyor, rakip kale 18’inde devamlı etkili olmaya çalışıyor. Hele Selçuk’un ortasına voleyle attığı 2. gol, gerçekten beceri ister. Emre, özel yaşamına dikkat ederse Milli Takım için de vazgeçilmez olur. Selçuk, Arsenal maçında kart cezalısıydı. Fizik gücü iyi olduğu zaman Avrupa’nın en iyi orta saha oyuncularından bir tanesi. Çok zeki. Akhisar karşısındaki güzel futbolu Konyaspor maçında da devam ettirdi. Sneijder çok büyük yıldız. Arkadaşlarına pas atarken yarım sahanın her tarafını görüyor. Dün gece gerçekten sahadaki mücadelesiyle keyif verdi. Burak arkadaşlarına verdiği paslarla zaman zaman hata yapsa da üst seviyede mücadele ediyor. Takım bütünlüğünün bir parçası olmuş. İlerleyen haftalarda Hamza hocanın sistemi içeresinde daha da etkili olacağını düşünüyorum. Umut’un mangal gibi yüreği var. Her şeyden çok iyi niyetli. Defansta sorunlar var. Bilhassa Semih çok aksıyor.
Galatasaray'da dönüşüm başladı (Levent Kalkan)
Aykut Kocaman'ın dokunuşu Konya'yı kısa sürede Süper Lig'in en zorlu deplasmanlarından biri haline getirdi. Yeşil-beyazlı takım, Kocaman geldikten sonra 5 lig maçında 3 galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi alırken, 4 karşılaşmayı gol yemeden kapattı. Sahalarında Karabük, Gaziantep ve Mersin'i yenerken hem hücum güçlerini hem de takım savunmasındaki hünerlerini gözler önüne sermişlerdi. Trabzon'a kaybettikleri ve Akhisar'la berabere kaldıkları maçlarda bile kompakt oyunla dikkatleri üzerlerine çekmeyi başarmışlardı.
Galatasaray karşısında oyuna yüksek özgüven ve iştahla başladılar. Kabze-Hleb ikilisi topu önde tutmaya çalışırken; Rangelov, Uğur ve Ömer Ali geriden gelerek hücuma destek verdi. Kocaman'ın oyun planı dengeli hücum ve toplu savunma anlayışına dayanıyordu ama hem topu karşı sahada tutma hem de rakibi karşılama konusunda ilk yarım saatte çok ciddi sıkıntı yaşadılar. Bunun faturasını da 37 dakikada tam 3 gol yiyerek ağır biçimde ödediler...
Hamza Hamzaoğlu'nun, Hakan Balta yerine Telles'e ilk 11'de forma vererek son günlerin en formda ismi Bruma'yı yedeğe çekmesi maçtan önce en fazla konuşulan konuydu. Ancak Emre Çolak hem orta sahadaki enerjisi hem de attığı çok şık golle hocasını haklı çıkardı. Burak'ın önüne Umut'u monte eden Hamzaoğlu, Konya defansının hem dengesini hem de sinirlerini bozdu. Selim'in, Burak'a yaptığı büyük ikram maça tutunmaya çalışan Konya'yı şoka soktu.
*****
Torku Konya'nın en azından umutlanmak için 60'a kadar bir gol bulması şarttı fakat Chedjou'nun sakatlık yüzünden kenarda olduğu dakikada Hasan Kabze net fırsatı harcayınca oyunun rengi tamamen netleşti. Hemen ardından da Burak'ın golü geldi ve Galatasaray, Bilic'in tabiriyle maçın fişini çekti... Hamit'in sayısı pastanın üstündeki çilek misaliydi.
Galatasaray, Hamza Hamzaoğlu yönetiminde adım adım kabuk değiştiriyor, özüne geri dönüyor. Fatih Terim'in ardından gelen Mancini ve Prandelli sadece 1 yıl içinde ciddi bir kimlik tahribatına neden olmuşlardı. Hamzaoğlu; Selçuk'a özgürlük, Burak, Umut ve Bruma'ya özgüven, Sneijder'e liderlik verirken, Emre'ye yeteneklerini yeniden hatırlattı, büyük değişim de işte böyle başladı. Umut'un en uçta, Burak'ın 10 numara pozisyonunda, Selçuk ile Melo'nun oyunun tam merkezinde, Sneijder'in de hem solda hem de forvet arkasında yer alması Galatasaray'ın hücum etkinliğini ikiye hatta üçe katladı.
Peki, Selçuk İnan dışında aynı Galatasaray'ın 4 gün önce Arsenal'in yedeklerinden 45 dakikada 3 gol yemesini nasıl açıklayacağız? Şimdilik, "Değişim kolay olmuyor" diyerek, sarı-kırmızılı takımın öze dönüşü ilerleyen haftalarda hangi ölçüde başarabileceğine bakalım...
Makam hicaz usul aksak (Mehmet Ayan)
NE Konya’nın bu kadar erken/rahat çözülebileceğini, ne G.Saray’ın bu denli çabuk/kolay çözeceğini düşünmüştüm. Sert, sıkıcı bir 90 dakika öngörüyordum. Çünkü Aykut hoca önde yetenekli bir dörtlünün ardına, futbol altyapılarını Almanya’da almış iki defansif ancak ayaklarına mahir orta saha ile başlamayı tercih etmişti. Oyunu ele alabildiği kadar ele almayı, elde tutabildiği kadar elde tutmayı planlamıştı zannımca!
HAMZA hoca da kontenjandaki yabancı tercihini Telles’ten yana kullanarak orta alanı daha top yapan enerjik bir hale dönüştürme planıyla çıktı sahaya. Bruma ile daha ‘kanatlı’ oynayacağına, Emre ile daha ‘merkezden’ oynamayı, oradaki pas kalitesini arttımayı tercihlemişti. Oyunun nirengi noktası da bu oldu.
HALBUKİ ilk 15 dakika iki takımın da başlangıç stratejilerine uygun bir oyun izledik. Hatta Konya daha iyiydi. Sneijder’in harika şutu sonrası oluşan kornerin, Aykut hoca için bundan sonraki video analizlerinde birçok kez gündeme geleceğine eminim. Bir şeyden daha eminim ki, hoca oyuncularına Chedjou’nun bu pozisyonlardaki olağanüstü yeteneğini ve sezgisini bin kere anlatmıştır. Ancak ‘anlar oyunu’ futbol! Yarım saniye daldın mı geçmiş olsun.
ALKIŞLAR TARAFTARA
İLK gol çok şey demekti maçta! G.Saray kötü oynadığı dakikalarda bulduğu golün ardından moral ve güven tazeledi. Gerisi yeteneklerin sahaya yansımasıydı. Emre’nin golündeki Selçuk zekası, Burak’ın 1. golündeki fırsatçılık, Burak’ın 2. golündeki Selçuk-Sabri organizasyonu, Hamit’in golündeki takipçiliğin ödülü... Bunların hepsi G.Saray taraftarına hicaz makamında aksak usûl ile bestelenen ‘bir bahar akşamı’nı söyletti... ‘Daha önceleri neredeydiniz’
BİR iki küçük tespit! G.Saray’ın övülmesi gereken yönü maçı 3-0’a getirmesinden çok 3-0’dan 5-0’a taşırkenki arzusuydu. Bu üzerinde durulması ve geliştirilmesi gereken bir anlayış! Dünyanın en temel futbol hücum prensibi “Orta saha oyuncularınız ceza sahasına ne kadar girerse golle buluşma şansınız o kadar artar!” (Bakınız Hamit, Selçuk! Hatta defanstan Sabri) O stadı Türk futboluna kazandıranlar kadar o stadı her maç şölen alanına çeviren Konyaspor taraftarına koskoca alkış..
Vatan
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Galatasaray Haberleri sitemize
abone olun.