FOTO HABER

Galatasaray için dua edin

Abone Ol

Galatasaray'ın son durumunu Spor yazarı Hıncal Uluç değerlendirdi.

KARDEŞİM BURAK'A... Sevgili Burak, yılların ötesinden sarkmış "Ağabey/ Kardeş" ilişkimiz yüzünden, bu açık mektubu, Galatasaray Başkanı Burak Elmas'a değil, kardeşim Burak'a yazmaya karar verdim. Bir gazeteci eleştirisi değil, bir ağabey öğüdü olarak...

ADINI BİLE BİLMİYORUM "Bu adamı derhal bırak" dediğim, getirdiğin, hem de bayağı pahalı getirdiğin yeni hocan. Adını ilk defa duyuyordum. Hâlâ da doğru dürüst bilmiyorum. Bilmeme de gerek yok. İsim hafızam zaten öteden beri dardır.

DİKKAT ET Yaş 83 olunca iyice daraldı. Onun için seçmeye değer olanlar aklımda kalıyor. Beynim, eğer çaba gösterip ezberlemezsem, ötekileri kendiliğinden eliyor. O isim de, artık duymak istemediğim "gereksiz"ler arasında... Hemen hepsi Fener'e yamanmış medya, Galatasaray'da birini övüyorsa, dikkat et. Kalsın istiyorlar demektir. "Neden istiyorlar peki?" Cevap açık... "Galatasaray'a değil, Fener'e yarasın" diye.. Bu Fener ve Galatasaraylıların ortak bir fanatizmi vardır: "Ben şampiyon olamıyorsam, o da olmasın." "Şampiyonluğu kaybediyorsam, puan cetvelinde onun üstünde olayım."

ŞİMDİ TEK AMAÇ KALDI... Ali Koç'un rezil ettiği Fener, 10 kişi kalmış Kayseri'ye de elenip, ikinci lig sonuncusuna elenen Galatasaray'ın peşinden, Avrupa'nın son yolu kupayı da kapayınca, şimdi tek amaç kaldı ezeli rakipler için ligde. Ötekinin üstünde olmak...

TERİM'DEN ENKAZ DEVRALDI AMA... Bunun yollarından biri de, Galatasaray'ı Fatih Terim'den beter eden hocayı desteklemek. Tamam. Getirdiğin adam Fatih'ten bir enkaz devraldı. Trabzon'a hem de 1-0 galipken, bana maçı birlikte izlediğimiz Galatasaraylı dostlara, "Ben beraberliğe razıyım. Bana katılan var mı? Çünkü kaybedecekler" dedirtecek kadar gaflet içinde bir kenar yönetimi gösteren hocan, sonunda kaybedince o öfke içinde, ertesi günkü yazımın başlığını atmıştım.

MAÇ OKUMAYI BİLMİYOR "Burak Elmas, hocanı da al git!" Ertesi sabah sakinleştim. Düşündüm. Bir koca Fatih Terim enkazını kaldırmak kolay değildi. Sabırlı olmak, zaman vermek lazımdı. Yazımın başlığı, "Galatasaray'da çözüm sabır" oldu. Ama o maçtan bu yana gördüklerimiz, "Sabrın sonu selamet" diyen atalarımızı da şaşırttı. Oldu "Sabrın sonu felaket!" Bu adam fevkalade iyi bir analizci olabilir. Ama hayatında ilk defa belki de kenarda takım yönetiyor ve hocan, Burak, maçı okumayı bilmiyor...

ALAY EDERCESİNE.... Okuma bilmeyen adamdan alfabe öğretmeni olmaz. Nerde kaldı, Süper Lig ve Avrupa kupaları hocası! Hele durum 1-1 iken son yarım saati 10 kişi oynayan Alanya önünde, bırakın golü, pozisyon bulacak oyun kuramayan, değişiklikleri ancak ve ancak, maçı ekran önünde izleyen milyonlarca Galatasaraylı, yani neredeyse tüm camiayla alay edercesine 81'inci dakikadan sonra yapan, mesela Arda'yı 89'da, tam da oyuna aldığı Halil ile en iyi ikili oynayan Kerem'i çıkaracak kadar takımın farkında olmayan bir hoca bu...

GELİN BİR KONUŞALIM Kerem, geride Ömer, ilerde Halil'le en iyi ikili ve üçlü oyunlar yapan adam. Ama onu Ömer'in önünde de oynatmadı, Halil'in yanında da, mesela... Sevgili dostum, can kardeşim babanla (Sezgin Elmas) bende bir kahve içmeye beklediğimi ikiniz de biliyorsunuz. Gelin, gördüğüm en iyi Galatasaraylılardan biri, baban dahil, bir üçlü konuşalım.

KÜME DÜŞÜRÜR Yoksa. Hâlâ şaka gibi geliyor ama, bu adam, bu takıma küme düşürür! Bu hafta Kayseri'ye yenilirse Galatasaray, gidecekmiş. Tüm Galatasaraylılar dua edin, Galatasaray'ın geleceği için dua edin de, bu hafta da yenilsinler Kayseri'ye...

{ "vars": { "account": "UA-10790637-3" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }