Çin Ligi'nin yolunu tutan Türk futbolunun ve Galatasaray'ın yıldızı Burak Yılmaz'la çok farklı bir röportaj! İşte Burak'ın, Lig tv'de katıldığı Quiz programında söylediği ilginç sözler ve özel düşünceleri:
41- En güzel asistin:
En güzel asistim Umut’a 100. Golünü attırdığım asisti. Umut golü attıktan sonra hem biz rahatladık hem Umut rahatladı. Üstümüzden çok büyük bir yük kalktı Umut golü atınca. Umut’un üzüldüğünü görünce 100. Golü atamayınca hepimz üzülüyoruk çünkü çok iyi bir arkadaşlığımız vardı. O golü atınca sonuçta hepimiz rahatladık; o asisti unutamam.
43- En unutamadığın golün:
İnönü'de Beşiktaş’a attığım gol çünkü hem 10 kişi kalmıştık. Penaltımız verilmemişti, hem benim burnum kırılmıştı, geriye düşmüştük 2-1 kazandık. Benim için çok anlamlı bir goldü. Diğeri de Fenerbahçe’ye attığım gol. O da çok önemli bir goldü çünkü ligin şampiyonunu belirlemişti.
40-En anlamlı maç:
En anlamlı maçım benim için milli takımda oynadığım Belçika maçı. İkinci resmi maçımdı; attığım gol beraberliği getirmişti. Resmi olarak milli takımlarda attığım ilk goldü. Benim için çok anlamlı bir maçtı.
42- En unutamadığın maç:
Sivas maçını üstüne basa basa söyleyebilirim. 1-0 öne geçtik 1-1 oldu 2-1 öne geçtik 2-2 oldu. Hemen santrayı yaptık, ben attım 3-2 kazandık. O maçı unutamam.
Bizim takımda herkes Umut'la birlikte oynayınca hem takımın hem de bizlerin daha farklı olduğunu söylüyorlar. Ben de onlara katılıyorum. Umut benim hem arkadaşım, hem kardeşim hem de yoldaşım Trabzonspor'dan. Umut çok beğendiğim bir oyuncu. Umut'la oynamak beni daha çok rahat ettiriyor.
38- En kötü oynadığın maç:
En kötü oynadığım maç Beşiktaş’ta oynarken Rize maçı. Hoca Tigana’ydı; bnana sabretti, nasıl sabretti bilmiyorum. Çok seviyordu beni ama o kadar da çok sevmemesi lazımdı. Çok top kaybı yapıyordm; gol kaçırıyordum. Diğeri de Sakarya maçı Beşiktaş’ta oynarken. Sakarya’da çok gol kaçırmıştım, iki tane yüzde 100 falan; hem de kötü oynuyordum. Kötü oynarken bile pozisyona giriyordum ama iki tane % 100 kaçırmıştım; bomboş kaçırmıştım. Hoca da artık.. Hoca seviyordu ama dayanamadı; 45’te çıkardı beni. Trabzonspo’da kötü oynadığım maç ilk geldiğim dönemlerde –devre arası gelmiştim- üç aylk dört aylık süreçte omştu. Zaten bir ara 60 ile 70 arası kesin çıkıyordum oyundan. Yani bir 5-6 maç öyle olmuştu. Yani 60 ile 70 arası tabela kalkınca hiç bakmıyordum; ben gidiyordum zaten.
39-En iyi oynadığın maç:
En iyi oynadığım maç, bir Karabük maçı. 3 tane gol attım. Bir tane Ordu maçında da 3 gol attım ama Karabük maçında kendimi çok iyi hissediyordum.
37- En çok sevindiğin maç:
Çok var ama yani en sevindiğim maç İnönü'deki Beşiktaş maçı diyebilirim. 2-1 kazandığımız maç.
35- En beğendiğin stat:
İnönü Statı’ndan çok etkileniyorum. Beşiktaş’ınİnönü Stat’ından çok etkileniyorum; çok beğeniyorum. Oraya her çıktığımda farklı duygularla çıkıyorum. İnönü Statı’nı çok seviyorum yani. Hem taraftar olarak,ambians; bilmiyorum, o stattan çok etkileniyorum.
36- En çok üzüldüğün maç:
Trabzon'dayken Karabük maçından sonra çok üzülmüştük. Kazanmıştık; ligin son maçıydı puan puana bitirmiştik ama ikinci olarak görünüyorduk. Çok üzülmüştüm o maç. Maç sonu ağlamalar falan normal.Çok üzülmüştük Karabük maçından sonra.
34- İdolün:
Hakan abi; Hakan Şükür bizler için, forvetler için her zaman bir idol olmuştur.Hem kişiliğiyle hem futbolculuğuyla onun kariyerine yetişmek çok zor ama en azından onun yolundan gidebiliriz. Trabzonspor’da oynadığım için Fatih Tekke; yani çok saygı duyduğum kişiliği ve futbolculğuyla Fatih abiyi hem çok seviyorum; hem insan olarak hem futbolcu olarak çk beğeniyorum. Beşiktaşlılığımdan dolayı da Sergen abi diyebilirim. Yani Trabzonsor için elbette canımı kanımı verrim sahada ama Beşiktaşlıydım küçükken. O yüzden Sergen abiyi de çok seviyorum yani.
33- En çok benzetildiğin futbolcu:
Bazıları Henry’ye benzetiyor; asla onlar gibi değilim ben. Yanlış anlaşılmak istemiyorum ama Henry’ye stilimin benzetildiğini söylüyorlar. Bazıları Ronaldo’ya benzetiyor. Bazıları da futbolcu falan değil diyor. Benzetildiğim çok futbolcu var.
Hakan abi, Fatih abi... Hakan Şükür ve Fatih Tekke. Benim için ikisi çok farklı. Hakan abide çok özellik var yani; kafa. Fatih abi de öyle. İkisinin inanılmaz bir kafa hakimiyeti; kafa vuruşu. Onlarda olan bende olmayan tek özellik kesinlikle kafadır yani; kafaya çıkış, kafaya sıçrayış, kafaya gol. Ben de iyi sıçrıyorum ama onlardan zayıfım yani.
32- En iyi golcü:
31- En beğendiğin futbolcu:
En beğendiğim futbolcu Selçuk İnan. Selçuk çok iyi bir futbolcu. Alex zaten çok iyi bir oyuncu. Bir de Mathias Delgado. Beşiktaş’ta beraber oynadığım takım arkadaşım çok beğeniyordum kendisini.
30- En iyi kaleci:
En iyi kaleci Tolga abi ve Onur; yani Tolga Zengin ve Onur Kıvrak. İkisi çok iyi kaleci. Kendi aramızda idmanlarda maç yapıyorduk dar alanda. İkisi gol yemiyor. 0-0 bitiyor yani maçlar.
29- En kötü kaleci:
Çok çok göze batacak kötü bir kaleci görmedim açıkçası.
28- En yetenekli futbolcu:
Benim bugüne kadar yani çocukluğumdan beri görmüş olduğum hayran olduğum Sergen abi; Sergen Yalçın. Şu anda günümüzde Selçuk İnan. Çok yetenekli ve Jaja. Çok yetenekli.
27- En yeteneksiz:
En yeteneksiz şimdi söyleyecğim ama olmaz yani yorumculuk falan yapıyorlar; sonra bana ters döner. Yok yani en yeteneksiz futbolcu ben görmedim yani.
21- Duşta en fazla kalan futbolcu:
Ona ben hiç dikkat etmedim aslında; hemen duşumu alıp çıktığım için ama Umut olabilir. Yani şöyle; idman bitiyor, sauna gidiyor, saunadan çıkıyor sıcak soğuk yapıyor, o bitiyor duş alıyor, olmadı ya eksik mi kaldı 5 dakika daha mı kalsam falan. Umut bu işlere çok önem veriyor; yani aslında profesyonelliğinden dolayı.
22- En kötü şarkı söyleyen futbolcu:
En kötü söyleyen Barış Ataş olabilir. Hem; çünkü dinlediği şarkılardan Barış Ataş olabilir. Kızmasın ama bana; kötü şarkı söylüyor.
24- En çok zorlayan futbolcu:
Beni en çok zorlayan futbolcu olarak değil de en çok korktuğum; başıma bir şey gelmesinden korktuğum futbolcu var. Kamil Zayette. Bana beyin kanaması geçirtmişti. Kafa kafaya çarpmıştık; beyin kanaması geçirmiştim.
25- En tembel futbolcu:
En tembel Cale’ydi. Cale fazla çalışmayı sevmezdi. Ah falan, nasıl idman var. Yağmu yağdı mı ıslanacağız falan. Öyle Cale’yi söyleyebilirim.
26- En çalışkan futbolcu:
Umut Bulut. En çalışkan futbolcu Umut Bulut. İdmandan 2 saat önce çalışmaya başlar. İdmandan 2 saat sonra çalışmayı bırakır. Umut çok çalışkan bir futbolcu. Egemen abi de öyle.
20-
En fazla yemek yiyen futbolcu: En fazla yemek yiyen Mustafa Yumlu. Yani kesin Mustafa Yumlu. Kilo almak için yemeklerde yanımda oturuyordu; kilo almak için yani her şeyi yiyor. Bir de makarna yemeden kesinlikle yemeklerden kalkmıyor. Kilo alması gerekiyormuş çünkü ama hiç ağırlık çalışmıyor. Yemek yiyip kendiliğinden kas olacak sanıyordu.
19-
En bonkör futbolcu: Selçuk çok bonkör bir futbolcu.Benim gördüğüm Arda Turan da öyle. O da çok bonkör bir futbolcu. Tolga Zengin de öyledir. Ondan sonra Serkan Balcı da öyledir. Ama çok yakından tanıdığım için Selçuk diyebilirim.
18- En cimri futbolcu:
Ya cimri lafı biraz ağır kaçacak; ona biz en tutumlusu diyelim. Giray Kaçar çok tutumludur. Gerçekten tutumlu bir çocuktur. Yani gereksiz yere harcamalar yapmaz. Kendisine ve ailesine her zaman gereğini yapar ama çok tutumlu bir çocuktur Giray.
16- En az konuşan futbolcu:
En az konuşan Ferhat, Oğulcan. Olcan. Ferhat hiç konuşmaz; Ferhat’ı yani istediğin gibi yönlendirebilirsin. Git gel, gel git. Hiç konuşmaz. Bir şeye karşılık vermez. Ferhat çok efendi, kişilikli, çok karakterlidir ama fazla konuşmaz yani.
17- En çok konuşan futbolcu:
En çok konuşan futbolcu değil de en çok konuşan deyince aklıma direkt o geldi. Trabzonspor'da bir doktorumuz vardı. Kesinlikle susmaz yani. Eminim uyuyorken de konuşuyordur o. Hakan Ayaz yani kesinlikle çok konuşur.
15- En doğrucu futbolcu:
En doğrucu futbolcu Halil abi. Halil Altıntop. Yani Egemen abi de öyleydi. O da söylerdi.
14- En abartan futbolcu:
Yine affına sığınacağım ama Necati abi diyeceğim ama kendisini çok seviyorum. Bazen benimle konuşurken beni de abartıyor. Beni Ronaldo yapıyor mesela. Necati abi beni abartıyor; başka bir şey değil.
13- En iyi giyinen futbolcu:
En şık giyinen futbolcu Nobre. Nobre çok şık giyinir. Hem çok dikkat eder ne giydiğine, üstüne başına, tıraşına. Nobre diyebilirim. Dışardan gördüğüm Guti diyebillirim. Sonra Song da iyi giyinirdi. Yani kendine yakıştırıyordu.
23- En iyi şarkı söyleyen futbolcu:
Colman var. Hem gitarıyla beraber söyleyebiliyor; çalabiliyor. Arjantinliler zaten genelde böyle oluyorlar. Colman çok güzel şarkı söylüyor; evet.
12- En kötü giyinen futbolcu:
En kötü giyinen futbolcu İbrahim Üzülmez diyebilirim. Beşiktaş’ta oynarken de kendisiyle beraberdik. Hep eşofman giyerdi İbrahim abi.
11- En yumuşak futbolcu:
Jaja.Çok yumuşaktı bilekleri uzun boyuna rağmen.
10- En gaddar futbolcu: En gaddar Glowacki. İdman, maç; hiç fark etmez. Çok sert ve sağlamdır. Yine en gaddar Kamil Zayette. Sağ olsun o da öyledir. Tekme tokat giren arkadaşlarımızdan.
9- Lakabın:
Trabzon'da bizim aramızda bir şey vardı; ben kara diye seslenirdim. Onlar da bana Kara diye seslenirdi. Böyle birbirimize Kara Kara Kara dedikçe bütün kulübe yayıldı. Yani artık herkes bana Kara diyor, Burak demiyor. Herkes Kara diyor, Efendim diyorum bakıyorum. Ben de kime Kara diyeceksem; ben de bağırıyorum o da bakıyor. Yani Selçuk’la birbirimize Kara Kara Kara demekten bu büyüdü; yayıldı.
8- En iyi teknik direktör:
Efsane; Şenol Güneş. Kişiliğiyle, öğretmenliğiyle, öğreticiliğiyle eli öpülesi bir insan benim için. Saha içinde farklı saha dışında farklı. Hangi futbolcuya nasıl davranması gerektiğini, hangi futbolcuya ne şekilde davranırsa ondan ne şekilde verim alacağını bilen, egolarından sıyrılmış çok iyi bir öğretici.
5- En sevmediğin hakem:
En sevmediğim hakem var; kesinlikle var. Yani hatta sevmemekten öteye bile geçmiş olabilir ama burada ismini zikretmeyeceğim. Daha çok maçım var. Yani sevmediğim hakem mutlaka var.
4- En sevdiğin yemek:
En sevdiğim yemek lahana dolması. Lahana dolmasını çok severim ama çok yiyemiyorum. Yapmıyorlar çünkü. Ancak Antalya’ya gidince annem yapıyor.
7- En kötü teknik direktör:
Genç bir oyuncuyu kaybetmek çok kolay olmamalıydı. Mutlaka benim de hatalarım olmuştur ama burada ismini vermekten çok çekinmeyeceğim. Luis Aragones diyebilirim.
6- En sevdiğin hakem:
Mustafa Kabil Abitoğlu.
3- En sevdiğin film:
En beğendiğim sinema filmi Pearl Harbour’u çok beğenmiştim.
2- En beğendiğin sinema oyuncusu:
Türkan Şoray’ın hala eski filmlerini izlerim. O benim için tektir. Çok beğenerek çok severek izlerim. Yeni nesilden de Beren Saat diyebilirim.
1- En beğendiğin şarkıcı:
Sezen Aksu benim için bir numara.
Bu röportaj Şubat 2012'de yayınlanmıştır...
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Galatasaray Haberleri sitemize
abone olun.