Dün gece Dortmund karşısında adeta dağılan Galatasaray, aslında maça çıkmadan kaybetmişti. Bunu futbolcuların ve Prandelli'nin maç sonu açıklamalarından rahatlıkla anlayabiliyorsunuz.
Taktiksel anlamda hiçbir fark yaratamayan Prandelli, maç sonu da Galatasaray'ın asıl hedefinin 4. yıldız olduğunu söyleyince Şampiyonlar Ligi'nde alınan bu mağlubiyetleri daha iyi anlayabiliyorum. Arsenal maçından dersler çıkarıldığı söylenmişti ama teknik ekip, hiçbir gelişme gösteremeyip Dortmund önünde de yerle bir oldu. Galatasaray yine kaybedebilir ama mücadele eder, pozisyonlar bulur, maçı oynayarak kaybeder. Galatasaray'ın itibarı bu kadar düşürülmez. Şampiyonlar Ligi'nin büyük bir vitrin olduğunu düşünürsek son 2 yılda elde ettiğimiz itibar 3 maçla adeta yok oldu. Daha maça çıkmadan akılların Süper Lig'de oynanacak maçlar olması futbolcu psikolojisini de etkiliyor. Burak Yılmaz da Prandelli gibi hafta sonu oynanacak Başakşehir maçını düşündüklerini söyledi. Eğer Galatasaray için emek harcıyorsanız bu asla kabul edilemez bir durum.. Sayın Prandelli, madem Gökhan Zan'ı oynatmıyorsunuz bırakın da basın toplantılarına o katılsın. En azından böyle açıklamalar o yapmıyor.
FORMA ADALETİ YOK OLDU
Prandelli'den oldukça umutluydum ama kendisi Galatasaray için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Sürekli aynı hataları tekrarlaması da gelecek adına umutlu konuşmamı engelliyor. Özellikle her maçtaki oyuncu tercihleri tartışılır oldu. Fenerbahçe maçında 18'de olmayan Yasin Öztekin, Dortmund karşısında yarım saat forma giyebiliyorken derbide 11'de başlayan Olcan Adın, 18'e bile giremiyor. Benzer durumlar Veysel Sarı ve Alex Telles için de geçerli. Üstelik İtalyan hoca bu tip sürpriz kararları sezon başladığından beri neredeyse her maç öncesi yapıyor.
Bakıyorsunuz önceki hafta A2'de maça çıkan bir futbolcu diğer hafta ligde maç kadrosunda yer alabiliyor. Bu gibi olaylar sürekli değişen oyuncular üzerinden uygulanınca kadro istikrarı ve takım bütünlüğü de ciddi zarar görüyor. Prandelli'nin en büyük hatalarından biri de formsuz oyuncuları bir türlü kadrodan çıkaramaması. Orta sahada Selçuk ve Dzemaili'nin vasat performansı herkesin dilinde. Alternatif olarak elinde Umut Gündoğan, Furkan Özçal, Emre Çolak gibi oyuncular olmasına rağmen ısrarla taraftar önünde ıslıklanma korkusuyla oynayan futbolculara görev veriyor. Umut, Emre gibi oyunculara forma vermek Galatasaray'a kaybettirmez, hatta kazandırır. Performansı yerlerde olan oyunculardan kat kat daha iyi bir verim alacağı aşikar.
KANATLARDAKİ TÜM YÜK BEKLERDE
Tarık ve Telles'in üzerinde olan kanatlar defansif kurguyu da olumsuz etkiliyor. Bu oyuncuların tecrübesizliği de eklenince Dortmund gibi bir takımın 4 gol atması normal boyutlarda gözleniyor. Yapılması gereken basit; Takımın kanat yükünü hızlı ve gerçekten kanat oynayabilen oyunculara bırakılması, Bruma ve Olcan'ın her maçta en azından kulübede olması şart. Prandelli, A2 maçlarını da yakından takip ediyor ancak şu ana kadar bu konuda bir icraatını göremedik. Orada oynayan oyunculara şans verilmeli, ne kaybederiz ki?
Mantıktan ve akılcılıktan yoksun bir şekilde 4. yıldız çığırtkanlığı yapmak da bir o kadar saçma. Hangi Galatasaraylı bana bu sezon ligde Galatasaray'ın iyi oynadIğı bir maç gösterebilir ki. Madem Süper Lig asıl hedef, her şey 4. yıldız için o zaman o futbolu da bize sahada izlettirin.
25 Ekim Cumartesi günü yapılacak seçimde kim kazanırsa kazansın bu otorite boşluğunu kısa sürede doldurup yeniden takımı ayağa kaldırmalıdır. Galatasaray için hayırlı bir seçim olması dileğiyle...