Hürriyet'e konuşan Kızılhan'ın sözleri şöyle...
"Algı ve manipülasyonla insanları itibarsızlaştıran başka bir kulüp daha yok"
"Adaletin yegane temsilcisi, Dürüstlük abidesi, mağdurların sesi, kul hakkının yılmaz savunucusu olan rakibimize birkaç sözümüz var.
İşler iyi giderken savundukları hiçbir ilke ve prensibe riayet etmeyen, ilk puan kaybında ortalığı kıyamete, yangın yerine çeviren bu anlayış, Türkiye’de sadece bir kulübe has, sadece bir kulüple özdeşleşmiş bir tavırdır!
Bu tarz bir rekabet anlayışını benimseyen, işine geldiği noktada rakiplerine, federasyona, MHK’ya, Tahkim’e, hakemlere, yayıncı kuruluşa, objektif kalmaya çalışan medya mensuplarına iftiralar atan, algı ve manipülasyonla insanları itibarsızlaştıran başka bir kulüp daha yok.
"Bunların bir algı haritası var"
Rekabette kendilerine itici güç olarak her daim F.Bahçe’yi seçen, F.Bahçe adını hem kamuoyu önünde hem kapalı kapılar ardında dillerinden düşürmeyen, hedef alan bu yaklaşımın ne kadar agresif saldırdıklarını, ne kadar gayri samimi olduklarını anlamak o kadar kolay ki.
Bunların bir algı haritası var! Bu camianın hedeflerine koydukları kişi, kurum, kulübü nasıl hedef aldıklarını, nasıl itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını nasıl bir manipülasyon gücüne sahip olduklarını algı yaratma metodlarına bakarak direkt anlayabilirsiniz!
"Sistematik bir şekilde köpürtüyorlar"
Önce bir şekilde fitili ateşliyorlar. Yeri geliyor bir yöneticileri, başkanları ya da teknik direktörleriyle bunu resmileştiriyorlar.
Yeri geliyor trolleri, taraftar grupları ile yeri geliyor ‘sözde tarafsız, fanatik taraftar’ medya mensuplarıyla istedikleri algıyı kamuoyunun gündemine getiriyorlar.
Sistematik bir şekilde köpürtüyorlar! Konuyu o kadar büyütüyorlar ki sonra kendileri de inanıp ağır mağduriyet yaşadıklarına kamuoyunu inandırmaya çalışıyorlar. Gerçekler ortaya çıktığı zaman ise ölü taklidi yapıyorlar! Hiçbir şey olmamış gibi bir yeni bir algıya çeviriyorlar oklarını...
"6 ayı geçmiş Galatasaray kırmızı kart görmüyor"
Ancak gerçeklere bakacak olursak; gol atıyoruz vermiyorlar, penaltı kazanıyoruz, yok sayıyorlar, VAR’a gitmeye bile tenezzül etmiyorlar!
Kaç maç haksız kırmızı kartlarla takımımızı eksik bırakıyorlar! F.Bahçe’nin yarıştığı şartlar bu! Erden Timur, ‘ligi bitirtmeyiz’ dedikten sonra, Galatasaray hiç kırmızı kart görmemiş.
Çok ilginç bir istatistik değil mi? 6 ayı geçmiş Galatasaray kırmızı kart görmüyor...
Böyle bakınca kimin, nasıl tehditler ile istediğini elde ettiği açık şekilde ortada. Ama bunu görebilenler için. Trolleriyle, tarafsız taraftar medya mensuplarıyla istemedikleri her şeyi başarıyla perdeliyorlar!
Galatasaray rozetini Fenerbahçeliler mi taktırdı!
Son olarak Lale Orta için Okan Üniversitesi’ndeki akademisyenliği üzerinden bir sürü söylem çıkarıldı, ‘Fenerbahçeli’ dediler. Kendisi bir eğitimci, öğretim üyesi, bir görev yapıyor, MHK başkanlığı görevinden önce de yayıncı kuruluşta hakem yorumcusu idi. Bir kariyeri var. Her şey bu kadar basit mi? Görev yaptığı okul üzerinden yakıştırılmaya çalışılanlar sadece manipülasyon. Başka hiçbir karşılığı yok.
Oysa yine gerçeklere bakacak olursak; Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Büyükekşi 2008 yılında Galatasaray kongre üyesi olmuş, Eski MHK Başkanı Sabri Çelik, tescilli bir Galatasaraylıydı.
PFDK Başkanı Fenerbahçeli dedikleri günün ertesi günü TFF Tahkim Kurulu Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in oğlu Av. Muzaffer Enes Cirit de Galatasaray üyesi oldu. Cirit’in üyelik beratını Galatasaray Başkanı Dursun Özbek verdi.
"F.Bahçe’yi destekliyor diyemezsiniz"
2006’dan beri yaşadıklarımız ortada bizim, bu yapı kimin yanında, kimin karşısında çok net bir şekilde belli.
Kim, stadında neler yaşadı, kim son maçta kaç kez şampiyonluk kaybetti, TFF üyeleri hangi takımın hakkını korumak için önce istifa edip sonra istifasından döndü, her şey çok aleni ortada. 2011’de hain FETÖ terör örgütünün kumpasına maruz kalmış, başkanı, yöneticileri, çalışanları hapis yatmış, otobüsü kurşunlanmış failleri belli meçhul dosyayı da sayarsak yıllardır çekmediği çile kalmamış bir kulübe işte içeride bir yapı var, F.Bahçe’yi destekliyor diyemezsiniz!
Derseniz gülünç duruma düşersiniz! Kimin kimi desteklediği, kimlerin kimler için neler yaptığı alenen ortada.
"Sahada kazanırız kaybederiz ama camiamıza hesabımızı veririz"
Ofsaytımsı diye tarihe geçen sezonda bunların olması aslında şaşırtıcı değil! Futbol literatürümüz hakemlerin bir takıma karşı olan yoğun hassasiyeti sayesinde genişledi! Sahada kazanırız kaybederiz ama camiamıza hesabımızı veririz ancak masadaki oyunlarla sahada kaybetmemize sebep olmaya kalkılmasının hesabını kimse veremez!
"Hakemler Fenerbahçe’yi kolluyor’ iftirası!"
Doğru olmayan bir tweet üzerinden algı yaratarak eski MHK Başkan Vekili Murat Ilgaz için Fenerbahçeli’ dediler, alakası yok, yalan, kendisi de konuyla ilgili açıklama yaptı.
Başkan seviyesinde açıklama yapıp ‘Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkanı’nın cüppesini giyip adaletli kararlar almasını beklerken, o sırtında Fenerbahçe formasıyla kararlar almaya devam ediyor’ dediler.
Hep bir ağızdan söyledikleri, topyekûn manipülasyon yaptıkları şey; ‘Hakemler Fenerbahçe’yi kolluyor’ iftirası! Bunu öyle ezberlemişler ki bütün trolleri ile birlikte algıyı bunun üzerinden yaparak bunu kamuoyuna da ezberletmeye çalışıyorlar.
"Pek çok hakem Galatasaraylı"
TFF Tahkim Kurulu’nda istifalar sonrası asil üyeliğe geçen Serdar Karahan’ın Galatasaraylı taraftar grubunun paylaştığı ‘Boykot Koç’ paylaşımını beğendiği kamuoyuna düştü. Hakemler Fenerbahçe’yi kolluyor algısı yapılırken pek çok hakemin Galatasaraylılığının tescilli olduğu bir Türk futbolu gerçeği!
"Futbol ortamı hiçbir zaman bu kadar çirkinleşmemişti"
Fenerbahçe’de bir yönetici alacakları için kulübün hisselerine haciz getirse bırakın yeniden başkan olmayı maça dahi gelemez, kulübün yanında geçemez! Her şeyi Fenerbahçe üzerinden konuşmak, algı yapmak Galatasaray’ın işine geliyor. Futbol ortamı hiçbir zaman bu kadar çirkinleşmemişti.
"Ellerinde ne varsa, sezon sonunda değil, hemen bugün açıklasınlar"
‘Ligi bitirtmeyiz’ bu cümle sonrası bir seri yapıldı, bir maç kaybedildiğinde ise ‘Elimizde belgeler var. Sezon sonunda açıklayacağız’ denildi. Bu sözü çok seviyorlar, sık sık kullanıyorlar, geçmişte de örnekleri var, istediklerini alıyor ve sonra hiçbir şey dememiş gibi ortadan kayboluyorlar. İsimler değişiyor ama fıtrat aynı fıtrat, o değişmiyor. Futbolun içindeki bir yapıdan bahsediyorlar. Kendilerine sesleniyoruz: Ellerinde ne varsa, sezon sonunda değil, hemen bugün açıklasınlar. Ya açıklasınlar, kim ne yapıyor hepimiz öğrenelim ya da lafta kalacak şeyleri söyleyip ortadan kaybolmasınlar! Ama biliyoruz ki geçmişteki gibi hiçbir şey açıklayamayacaklar.
"Manipülasyon etkisinde kararlar veriliyor"
Futbol bu. Kazanmak kaybetmek hepsi bu oyunun parçası. Ancak oyuna açıkça müdahale oluyor, manipülasyon etkisinde kararlar veriliyor.
Adana Demir, Alanya ve son Karagümrük maçlarında yaşadığımızı herkes gördü. Bir takım aynı sezonda arka arkaya 3. kez deplasmanda şampiyonluk yarışından koparılmaya çalışıldı!
Bu normal bir şey mi? F.Bahçeli denen, kolluyorlar denilen hakemler, VAR, F.Bahçe’yi alenen yarıştan koparmaya çalıştılar!
Dünya Kupası arasına kadar Jesus liderliğinde oynanan futbola inanç üst düzeyde idi. Belli bir kamuoyu tarafından yapılan ‘F.Bahçe açık ara şampiyon olur’ söylemleriyle oluşan yüksek beklenti bu sezon da ortaya kondu. Takımımızın yaşadığı düşüş, derbi performansımız, son olarak Beşiktaş maçıyla birlikte, camia içi ve dışı dinamiklerin, algı ve manipülasyonların da etkisiyle camia olarak bir sarsılma yaşadığımız doğru.
Bu taraftarlık ruhu ve refleksinde çok doğal bir sonuç. Bunu anlıyor, hak da veriyoruz.
"Taraftar destek olursa takımın inancı da artar bunu unutmayalım"
Ama ülkemizde iki kulvarda hedefine yürümeye devam eden bir takımın maç oynadığı sırada, oyuncuların ayağına top geldikçe tepki gösterilmesi çok üzücü. Bu yaklaşım Fenerbahçe’ye zarar verirken rakiplere fayda sağlıyor. Takımımızın iki kulvardaki mücadelesinde onların yanında olalım. Taraftar destek olursa takımın inancı da artar bunu unutmayalım.
Şu an bu takımın en çok ihtiyaç duyduğu şey taraftarlarımızın desteği. Avrupa’da ülke puanında 20. sırada başladığımız sezonda 12. sıraya kadar çıktık. Ve bu sezon bu çıkışta en fazla puan katkısı 19 puanla Fenerbahçe’den geldi. Birkaç basamak daha çıkabilsek önümüzdeki sezonlarda Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılım hakkı kazanacaktık.
"Medyada da durum hiç iç açıcı değil"
Medyada da durum hiç iç açıcı değil. Mesela birkaç kişi var, Galatasaray menşeili ve sadece Fenerbahçe’yi konuşuyorlar! Tek odakları bu. Ve her cümleleri iftira, her cümle algı..."